Umut AKBAŞ
umutakbas44@hotmail.com
MONİLYA İÇİN AŞIYA GEREK YOK!
25/03/2021 Covid-19 salgının tekrardan tavan yaptığı şu günlerde herkesin aklında şu soru var, “Ne zaman aşı olacağım?” İşte sağlığımız açısından böylesi zorlu günlerden hatta yıllardan geçerken, Malatya’da kayısı bahçeleri için en az Covid-19 salgını kadar tehlikeli ve yayılımı durdurulamaz bir hastalık halini alan “kayısı monilyası”, her yıl binlerce kayısı ağacının kurumasına sebebiyet verirken, on binlerce ağacın da verimsiz hale gelme nedenlerindendir. Yıllarca dişinden tırnağından arttırdığı para ile hatta arttıramayıp borç harç içinde ilacını attığı, gübresini verdiği, çocuğu gibi baktığı bahçelerinin gözünün önünde yok olmasını izleyen çiftçinin dramını anlatacak söz bulmakta zorlanıyorum. Aslında kayısı bahçeleri için monilya hastalığı çaresiz bir hastalık değil hem ilacı var hem tedavi süreci oldukça rahat bir hastalıktır. Ama şu bir gerçek ki hastalığı tedavi etmektense hasta olmamayı başarmak daha etkin bir yöntemmiş gibi duruyor. Peki, “Kayısı bahçelerinin hastalanmasını nasıl önleyeceğiz?”, bu sorunun cevabını verebilmemiz için öncelikle düşmanımızı yani monilya hastalığını iyi tanımış olmamız gerekmektedir. Monilya hastalığı bitki hastalıkları içerisinde en bulaşıcı olan hastalıktır. Evet, burada bulaşıcı dediğim için tehlikenin boyutu da aslında ortaya çıkıyor. “Biz bahçemize ne kadar iyi bakarsak bakalım, komşunuzun bahçesindeki monilya bizim bahçeyi de kurutacaktır” gibi olumsuz bir düşünceye sakın ola sahip olmayın, yan yana duran iki ağaçtan bir tanesinde monilya hastalığı olsa bile diğer ağacı koruyabiliriz. Yapacağımız planlı bir çalışma sorunu kökünden çözebilir, öncelikle ağaçlarımızın kuvvetli olmasına özen göstereceğiz, ağacımızın su, gübre vb. gibi ihtiyaçlarını eksik etmeyeceğiz, sonbahar yeni dal sürümünü durduracağız çünkü monilya hastalığı çoğunlukla genç sürgünler üzerinden ağaçlarımıza bulaşmaktadır. Bu hastalığın bulaşma evresi ise ilk çiçeklenmeden birkaç gün önceden başlar kayısı meyvesinin tatlanma dönemine kadar devam eder. İlkbahar budaması da kesinlikle kaçınılması gereken bir uygulamadır, yine bahçe içerisinde kesinlikle kuru dal bırakılmamalı ayrıca bahçe altlarında kesinlikle ot bırakılmamalı, yüzey daima kuru ve havalı tutulmaya özen gösterilmelidir. Genellikle monilyadan çok zarar gören bahçelere baktığımızda bahçe kenarlarında ve bazen de ağaç alt ve çevresinde yabancı otların kuvvetli olduğunu görmekteyiz. Yine bir ağaç da sakızlanma oluyorsa bu ağacın monilya hastalığıyla yaptığı mücadelenin bir izidir. Genellikle monilyaya karşı öz savunmasını veren kayısı ağacı hastalığı durdurduğu yerlerde sakızlanma yapar, tabi bunlar yapıldığında hastalık bulaşmayacak diye bir şey yok bunun için esas mücadele yöntemi kimyasal mücadele yöntemidir. Burada çiftçilerimizin en büyük yanlışı bulaşmanın en üst seviyeye çıktığı bu dönemi tek çiçek ilacı ile geçirmeleridir. Kesinlikle ama kesinlikle iyi bir mücadele için çiçeklenme döneminde iki farklı etken maddeli iki farklı ilaçlama yapılmalıdır. Birinci ilaçlama çiçeklenmenin başladığı ağaçta ki domurların yüzde beşi açtığında, ikinci ilaçlama ise yüzde doksanın üzerinde çiçeklenmenin oluştuğu dönemde yapılmalıdır. Eğer bu uygulamalar yapılırsa geçen yıl Kale, Akçadağ da yaşanan ve adeta bir afet halini alan belli ölçüde izlerini Doğanşehir de de gördüğümüz monilya salgını hem durdurulmuş olacak hem de ağaçlarımız hastalanmamış olacaktır. Tüm çiftçi kardeşlerime bol kazançlar diliyor, Allah tüm emekçilerin yâr ve yardımcısı olsun.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
TARIMDA LİMON TUZUNUN MUCİZESİ - 19/03/2021 |
Umut AKBAŞ Coğrafya Öğretmeni E-mail: umutakbas44@hotmail.com |